"Bedende küçük bir âlemsin… Hakikatte ise kâinat sensin." (Mevlâna)

 

Günümüzün hızla değişen iş ortamında kolektif çaba ve başkalarıyla işbirliğini gerekli gören bir kavrayış, ayakta kalmanın ve başarıya ulaşmanın önemli bir yolu... İnsanlara ve ilişkilere değer vermek artık sadece güzel ya da makbul bir fikir değil, ekonomik bilançoya olumlu etkide bulunan bilinçli bir yönetim yaklaşımı... Şirketlerin içinde yer aldıkları ekonomik ağ gittikçe daha karmaşık bir hal alıyor. Rakipler, iş ortakları, tedarikçiler, müşteriler, çalışanlar, bankalar ve yöre sakinleriyle karşılıklı bağlantılılık ve bağımlılık artıyor. Gelişen ilişkiler ağı çeşitliliği ve sürdürülebilir yeni bir vizyonu gerekli kılıyor...

 

İnsani bağlantılar kurmak

Sistem içindeki etkileşimlere özen göstermek daha insani bağlantılar kurma potansiyelini doğurur. Eğer birbirlerini gerçekten umursayan insanlarla birlikte çalışıyorsanız, sağlıklı ve esenlik içinde olmanıza yönelik bir ilgiyle karşılaşırsınız. İnsan odaklı anlayış insanların kişisel tutarlılıklarını korurken ve kişisel varlıklarını ortaya koyma olanaklarını genişletirken, şirketin hedeflerini daha ileriye taşımalarına da olanak verir. Böyle bir değişimin kaynağı ise varoluşta yatar. Varoluş asıl sebeptir, geri kalan her şey varoluşun bir dışavurumudur ve varoluş özen göstermektir. Temelde bu yaklaşım insanların içindeki daha yüce bir benliği yakalar ve bununla bağlantıya girer; çünkü en iyi çalışmanın buradan geleceğini bilir. İçinden bir ortak amacın çıkacağı ve yönün berraklığa kavuşacağı bir alan yaratmak, insanların kişisel düzeyde projeyle ve birbirleriyle bağlantıya girmesini sağlamak sabır ister.

 

İşyerinde özenli ve bağlantıya dayalı ilişkileri yaratmak için işe hangi noktadan başlamalıyız? İlişkiler dünyasına duyarlı davranarak ve şirketteki mikro dinamiklere yani ilişkilerin sosyal süreçleri ve bireylerin psikolojik sağlığını nasıl etkilediğine yeterince dikkat ederek… Ekonomik performans ve strateji gibi makro konulara halihazırda gösterdiğimize benzer bir duyarlılık ve dikkatle… İşyerinde muazzam bir farklılık yaratabilecek, kendi çalışma ruhumuza ve başkalarının çalışma ruhuna ulaşmamızı sağlayabilecek olan şey insanlarla ilişkilerimizdeki küçük yaklaşımlardır.

 

Kuantum dokunuş mucizesi

Bu yaklaşımların ışığında kuantum dokunuş, yaşayarak deneyimleme şansını elde edenlerin anlayabileceği mucizevi bir şifa tekniğidir. Yaşam gücü enerjisi insan zekasının üstünde bir zeka seviyesinde işler ve yaşayanla yaşamayanı ayırt eder. Kuantum dokunuş, nefesimiz yardımıyla beden taraması yaparak çakralarımızla güçlendirip ellerimizle yönlendirdiğimiz çok güçlü bir enerji sistemidir. Kuantum dokunuş mucizelere açılan bir kapıdır, bir öze dönüş uygulama sanatıdır. Etkileri öylesine hızlı ve olağan dışıdır ki, hafif bir dokunuşla ağrıların azaldığını ya da yok olduğunu, açık yaraların hızla kapanmaya başladığını, kemiklerin kendilerini yeniden düzenlediklerini görebiliriz. Uygulayıcı beden farkındalığı ve nefes teknikleri çalışmasıyla kendi titreşimini yüksek seviyeye getirdiğinde, o kişinin bedensel zekası uygulayıcının yüksek frekansına uyum sağlayarak kendisini iyileştirecektir. İnsanlar dahil yaşamda yer alan her şey “galaksilerden atom altı parçalarına kadar” titreşimin gücüyle hareket eder. Kuantum dokunuş, iki değişik enerji frekansına sahip bedenin bir araya gelip enerjisi düşük olanın yüksek olana uyumlanarak şifa sürecini başlatmasıdır. Beden kendini iyileştirmek için tasarlanmıştır, bunun için yapılması gereken tek şey dokunmaktır.

 

Sevgimizin içsel gücü

Kuantum dokunuşun amacı kişinin duygusal sorunlarını çözmek değil, duygusal dengeyi ve merkezleşme hissini bulmalarına, duygularını daha olumlu ve sorumlu olarak kullanmalarına yardımcı olmaktır. Enerji duygusal ya da fiziksel sorun diye bir ayrım yapmaz, nerede ihtiyaç varsa oraya akar ve gerekeni yapar. Kronik ağrılardan iskelet sistemi bozukluklarına, geçmişi şifalandırarak duygusal yüklerden kurtulmaya kadar tüm sorunlarda (hafif yanık ve kesikler, uyku bozuklukları, stres, aşırı heyecan, tansiyon, kronik hastalıklar, siyatik, bel ve sırt ağrıları, diş ve çene, baş ağrıları, sinüzit, göz ağrıları, omuz ve boyun ağrıları, bilek ve parmaklar, romatizma ağrıları, solunum bozuklukları, kemikler vb.) bedenin kendini iyileştirme mekanizmasını uyaran kuantum dokunuş uygulandığı her canlıyı doğal haline dönüştürme ve toksinlerinden arındırma özelliğini taşır. Bu şifaya herkesin ihtiyacı vardır ve uygulama almak için hasta olmak gerekmez. Kuantum dokunuş uygulayıcısı şifa vermez, o sadece enerjiye “kanal” olur. Asıl şifacı enerjiyi alan kişidir. Kuantum dokunuşun herhangi bir yan etkisi yoktur ve inanarak yapılan her şeyin gücü inkar edilemez. Sevgimizin içsel gücünü kullanarak bedenin kendini iyileştirme sürecini kesin ve etkili bir şekilde harekete geçirebiliriz. DNA’lardan kemiklere bütün hücreler ve sistemler sevgimizin iyileştirici titreşimine zahmetsizce yanıt verecektir.

 

Geleceğin iş dünyası ve kuantum dokunuş

* Kuantum dokunuş insanların yaşam güçlerini artırarak iş süreçlerini olumlu yönde etkiler ve katma değer yaratır.

* Şirketler bu uygulamayla çalışanlar ve müşteriler arasında verimli bir sinerjiye ortak olur. Ekip verimliliği yükselir ve hizmet kalitesi artar.

* Çeşitli nedenlerle ortaya çıkan işgücü kayıplarını asgariye indirerek sağlıklı bir çalışma ortamı oluşturur ve performansı yükseltir.

* Çalışanların her birinin sağlığının, bütünün sağlığını dönüştürücü etkisi vardır.

 

Sonuç

Tüm dünyada şaşırtıcı ve mucizevi iyileşme hikayelerine kaynaklık eden kuantum dokunuşun sonuçlarına ilk kez tanık olduğunuzda şaşırtıcı ve unutulmaz bir deneyim yaşarsınız. Ayrıca iyileşme süreçlerinde insanlara yardımcı olabildiğinizi görmek büyük bir sevinç ve doyuma yol açar. Şifanın gerçek kabul edildiği, her yerde uygulandığı, insanlığın iyi ve cömert doğasının kolayca ifade edildiği bir dünyada yaşamak mümkün... Bunlar ve yürekten istediğim pek çok şey adına sizi muhteşem bir keşif yolculuğuna, kuantum dokunuşu keşfetmeye çağırıyorum.

 

Sevgi ve ışıkla…